Beyinlerimizi ele geçiren yeni tehdit: Yapay Zeka Bağımlılığı Sendromu (GIAD)
Teknoloji bağımlılığının bilinen biçimlerine bir yenisi ekleniyor. Uzun süredir bilinen bir konu olan teknoloji bağımlığı, ''Yapay Zeka Bağımlılığı Sendromu (GAID)'' adıyla yeni bir dijital bağımlılık türü olarak şu günlerde karşımıza çıkıyor.
Bu sendrom, geleneksel internet bağımlılıklarından farklı olarak, yapay zekayı kişinin yaratıcı bir uzantısı olarak görüp ona aşırı güvenmekten kaynaklanıyor. Zira kullanıcılar, yapay zekayla sadece eğlence veya fayda için değil, aynı zamanda entelektüel uyarım, kendini ifade etme ve arkadaşlık arayışıyla da etkileşime giriyor. Bu durum, üretken kullanım ile zorlayıcı etkileşim arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor ve sendromu tanımayı zorlaştırıyor.
GAID'in Psikolojik Mekanizmaları
Sciencedirect'te yer alan içeriğe göre, GAID, internet bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıklarla benzer özellikler gösterse de, temel mekanizmalarıyla onlardan ayrılıyor.
Etkilenen kişiler, olumsuz sonuçlara rağmen yapay zeka etkileşimini sınırlamakta zorlanıyor. Kullanımı azaltma girişimleri, kaygı, sinirlilik veya huzursuzluk gibi yoksunluk belirtilerine yol açabiliyor. Zamanla, yapay zekaya aşırı bağımlılık bilişsel esnekliği bozabilir, problem çözme yeteneklerini azaltabilir ve yaratıcı bağımsızlığı aşındırabilir. Özellikle akademik ve profesyonel ortamlarda, kullanıcılar içerik üretimi için yapay zekaya aşırı bağımlı hale gelebilir.
Pasif Dijital Bağımlılıktan Farklı
GAID'i pasif dijital bağımlılıktan (sosyal medyada gezinme gibi) ayıran en önemli özellik, aktif ve yaratıcı bir ortak katılım süreci olmasıdır.
Pasif bağımlılıklar tek yönlü içerik tüketimini içerirken, GAID'de kişi yapay zekayla birlikte bir şeyler yaratma eylemine odaklanır. Bu zorunlu ortak yaratım yönü, GAID'i geleneksel dijital bağımlılıklardan daha sürükleyici ve psikolojik olarak daha ilgi çekici hale getirir.
Klinik Doğrulama ve Etik Sorumluluk
Yapay zeka bağımlılığına ilişkin artan endişeler göz önüne alındığında, gelecekteki araştırmalar GAID'i tanınmış bir davranış bozukluğu olarak klinik olarak belirlemeye odaklanıyor. Bu süreçte kritik bir adım, GAID'i diğer teknolojiyle ilgili bağımlılıklardan ayıran tanı kriterlerinin geliştirilmekten geçiyor.
Yapay zeka geliştiricileri ve politika yapıcılarının da bu konuda proaktif bir rol oynaması gerekiyor.
Etik yapay zeka tasarımı, kullanıcı refahını önceliklendirmeli ve dikkatli etkileşimi teşvik eden özellikler içerebilir. Geliştiriciler, kullanıcıların yapay zeka etkileşimlerini kendi kendilerine düzenlemelerine yardımcı olmak için kullanım izleme araçları, oturum sınırları ve hatırlatma sistemleri entegre edebilir. Ayrıca, sağlıklı yapay zeka kullanımını teşvik eden eğitim kampanyaları da dijital okuryazarlığa dahil edilebilir.
Kaynak: Science Direct